bir şeyin parçalara ayrılıp "burada ne olmuş" diye didik didik incelenmesidir. bazen bilim, bazen dedikodu formatında yapılır. sonunda analiz edilmiş olur.
-
analiz edilmek
-
müstekbir
kibirlenen, büyüklük taslayan, kendini diğer insanlardan üstün gören. dini literatürde sıkça geçer ve yerilir. burnu kaf dağında olan, gücüne veya parasına güvenerek insanları ezen zalim karakter. tevazunun zıttı, egonun şişmiş hali.
-
kuran çarpsın
türk insanının inandırıcılık seviyesini zirveye taşımak için başvurduğu en üst düzey yemin, son koz. genellikle yalan söyleyenlerin daha yüksek sesle ve daha hararetli bir şekilde dile getirdiği, inancın teminat olarak masaya sürüldüğü an. "ekmek musaf çarpsın" ile birlikte yemin literatürünün en ağır toplarından biridir, çaresizliğin ve ikna çabasının göstergesidir.
-
uyutumcu
halkı veya bireyi gerçeklerden koparıp hayal dünyasında yaşatan, oyalayan, manipülasyon ustası kişi veya kurumdur. bu bazen bir medya patronu, bazen popülist bir siyasetçi, bazen de size sürekli pembe tablolar çizen bir pazarlamacı olabilir. görevi, dikkatinizi esas sorundan başka yöne çekmek ve sizi mışıl mışıl uyutmaktır.
-
ussallaşma
deliliğin, taşkınlığın veya aşırı duygusallığın sona ermesi, aklın egemenliğinin başlaması. bir nevi durulma dönemi. toplum tarafından alkışlanan ama bireyin içindeki o çocuksu heyecanı öldüren büyüme sancısıdır.
-
gasbedilmek
hakkın olanın zorbalıkla elinden alınması. sadece cüzdanın değil, bazen özgürlüğün, bazen de geleceğin çalınması durumu. gücü yetenin yetmeyeni ezdiği orman kanunlarının geçerli olduğu, adaletin sustuğu an.
-
ukraynaca
ukrayna'nın resmi dilidir. slav dillerinden biri ve doğu slav dilleri grubuna mensuptur. kiril alfabesi kullanılır. rusçayla benzerlikleri olsa da kendine has kelimeleri ve gramer yapısı vardır. son yıllarda ülkedeki siyasi gelişmeler ve rusya ile artan gerilim nedeniyle ukraynaca'nın kullanımı ve önemi daha da artmıştır. özellikle genç nesiller arasında kendi dillerine sahip çıkma bilinci yükselmiştir. türkiye'de de ukrayna'dan gelen göçmenlerle birlikte ukraynaca konuşan insanlara rastlamak mümkündür.
-
niçinsiz
nedensiz, sebepsiz. bir gerekçeye dayanmayan. 'niçinsiz sevdim seni' gibi, sorgusuz sualsiz, mantık aramadan yapılan eylemleri anlatır.
-
yardım
imdat, destek, inayet. zor durumda olana uzatılan el. maddi veya manevi katkı. insanlığın, dayanışmanın temeli.
-
vızıldama
aslında arıların ya da sineklerin çıkardığı o rahatsız edici ses. ama artık günümüzde, özellikle birinden dert dinlerken ya da birinin durmadan şikayet etmesini dinlerken kullandığımız, 'yeter artık vızıldama' dedirten bir duruma evrildi. resmen kulak tırmalayıcı bir hal aldı çoğu zaman. hani öyle ki, bazen insan kendini o vızıldayan canlıyla eşleştirebiliyor ve hemen uzaklaşma isteği doğuyor.
-
veriştirmek
bazen öyle bir an gelir ki, içindeki tüm nefreti, kızgınlığı, birikmişliği bir kalemde döküvermek istersin. işte tam da o ruh haliyle olur bu. trafik, hayat pahalılığı, bitmek bilmeyen sorunlar... kime denk gelirse ona patlarsın. aslında biraz da kendini rahatlatma eylemidir. sonra bir bakmışsın, o anlık deşarjla sanki dünya kurtulmuş gibi hissetmişsin.
-
vazgeçilme
bazen bir insandan, bazen bir alışkanlıktan, bazen de bir hayalden kopuşun adı. modern dünyada daha çok ilişkiler bağlamında karşımıza çıkan, sevdiğin birinin hayatındaki önceliğini kaybetme durumu. bu öyle ağır bir his ki, sanki sen bir eşyaymışsın ve artık işlevini yitirmişsin gibi. zamanla alışsan bile, ilk başlarda kabullenmesi çok zor bir gerçeklik olarak kalır. hele ki karşılıklı bir beklenti varken yaşanıyorsa, o zaman insanı içten içe kemiren bir durum halini alır. bazen de iyi ki vazgeçilmiş dersin, zaman her şeyin ilacıdır bu konuda.
-
tonlu ünsüz
yumuşak ünsüz. b, c, d, g gibi ses tellerini titreştiren harfler. söylerken boğazda bir titreşim hissedilir.
-
taam
yemek, yiyecek. 'aş' kelimesinin arapça kökenli, daha resmi versiyonu. iftar sofralarının, düğün ziyafetlerinin o bereketli yiyecekleri. günümüzde yerini 'menü' veya 'yemek' kelimelerine bırakmıştır.
-
şekerleşmek
balın veya reçelin zamanla kristalleşip yenmez hale gelmesi durumu. kimyasal bir bozulma olmasının yanı sıra, insan ilişkilerinde de aşırı samimiyetin getirdiği o vıcık vıcık hali, ciddiyetin kaybolup her şeyin laçkalaşmasını ifade eden bir metafor olarak kullanılabilir.